Markalar artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası. İnsan sağlığının birincil plana yerleştiği ve iş hayatının yeni düzen kapsamında yeniden şekillendiği pandemi döneminde marka başvuruları devam ederken, yoğun talep nedeni ile yaratıcı ve dikkat çeken marka isimleri bulmak ise her geçen gün daha da zorlaşıyor. 37 yıldır Türkiye'de fikri ve sınai mülkiyet hakları alanında hizmet veren Destek Patent, marka yaratma sürecinde izlenmesi gereken yollar hakkında önemli bilgiler verdi.
Pandemi dönemi, tüm insanlığın öncelikleri ile birlikte ekonomik dengeleri de değiştirirken, bu süreçte dahi marka başvurularının devam etmesi ürünlerin markalaşmasının ne kadar önemli ve kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
"Kutunun dışına çıkarak düşünmek gerekiyor"
Kurulduğu günden bu yana Türkiye'de fikri ve sınai mülkiyet hakları alanında sektör liderliğini koruyan Destek Patent’in Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, doğru ve bağlayıcı marka isimleri bulunması için yapılması gerekenler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu:
"İnsanların gördükleri, kullandıkları her şeye bir isim vermesiyle başlayan bu serüven bugün tartışmasız çok farklı bir boyutta. Çünkü var olan kelimeleri tükettik. Hal böyle olunca marka ismi bulurken, güçlü bir strateji ve ciddi bir yaratıcılık ihtiyacı var. Deyim yerindeyse ‘kutunun dışına çıkarak düşünmek’ gerekiyor. Bizden marka ismi bulma hizmeti alan müşterilerimize özellikle belirtiyoruz, hem strateji hem de yaratıcı bir marka bulmak için; hizmet verilecek sektör, hedef kitlenin bakış açısı, algısı anlamında doğru bir araştırma yapmak önemli. Onun dışında harf seçimlerinden, morfolojisine, ürünün çıkacağı coğrafyaya kadar değerlendirdiğimiz bir metodolojiyi takip ediyoruz, bunların hepsinin doğru markayı bulmak için önemli kriterler olduğuna inanıyoruz."
İhtiyaçlara cevap veren isim, tüketiciyi markaya yakınlaştırıyor
İyi bir marka olmak ihtiyaçlara cevap vermeyi gerektirir. Tüketicinin markayla ilk temas kurduğu anlardan biri marka ismidir ve marka ismi tüketicinin ihtiyaçlarına cevap veren nitelikte olması tüketicinin markaya yaklaşmasını sağlayan ilk adımdır. İhtiyacı keşfetmek yalnız başına yeterli olmayacaktır. Bu ihtiyaca rekabet nasıl cevap veriyor bakmalı, rakiplerin yakından incelenmesi ve tanınması sağlanmalıdır. İş stratejisi belirlendikten sonra isim özelindeki stratejiye geçilir. İsmin algısının premium pazara mı yoksa kitle pazarına mı hitap edeceği belirlenmelidir. Tabii ki premium olmanın ve kitle pazarına hitap etmenin de kendi içinde derecelendirmeleri mevcuttur.
Soyut isimler, en çok başvurulan yöntemlerden biri
Direkt olarak kategoriye yönelik somut ve tanımlayıcı isimlendirme yapmak tüketici tarafında algılamayı kolaylaştırsa da taklit edilme olasılığı yüksektir. Soyut isimler ise aslında var olan tüm kelimelerin de tüketilmesiyle bugün en çok başvurulan yöntemlerden biridir. Bu isimler çeşitli kelimelerin bozulup markanın imajına uygun olarak türetilmesiyle veya yine marka imajına uygun harflerin seçilerek bir kelime yaratılmasıyla oluşturulur. İsimlendirmenin belki de en zor yöntemlerinden biridir.
Morfoloji, tüketici tarafında önemli etkiler yaratıyor
Tüm bunlarla birlikte ismin morfolojisi de önemli bir kriterdir. Bu kapsamda ismin kaç kelimeden, kaç harften oluşacağı belirlenmelidir. Bu da yine sektöre ve işe göre değişmektedir. Bir markanın morfolojik yapısı aynı zamanda bir aileye aitliğini veya bir kategoriye aitliğini anlatabilir. Örneğin; dezenfeksiyon sağlayan temizlik ürünlerinde sonuna X gelmesi kategoriyle artık bir bütünlük sağlamıştır.
Harf seçiminde nelere dikkat edilmeli?
Son olarak harflerin kullanımı oldukça önemlidir. Sert ve maskulin isimler istendiğinde K,T,Z vb. sert sessiz harflerinin geçtiği isimler tercih edilirken feminen veya daha yumuşak tonda olması istenen isimlerde O,S,V gibi harfler tercih edilebilir. Yine sesli harflerin seçiminde okunuşları göz önünde bulundurulmalıdır.
Marka isimlerinin okunuşu büyük önem taşıyor
Yaratılan isimlerin kullanılacağı coğrafyada kötü bir anlama gelmemesi veya okunuşunun mümkün olup olmaması oldukça önemlidir. Doğru bir marka ismi yaratmak meşakkatli bir iştir. Ancak markanın da temelini oluşturur. Bu nedenle doğru ismin yaratılması bir strateji işidir. İyi planlanmalı ve marka yatırımlarına başlandığında uzmanlardan yardım alınmalıdır."
Yıllarca yatırım yapacağınız markanızın taklit edilmesini önlemek için; Marka’nızı mutlaka tescil ettirin.
Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, marka ismi yaratma süreci hakkında şu bilgileri verdi:
"Marka ismi belirlemek her şeyden önce stratejik ve planlanması gereken bir iştir. Çünkü tüketicinin markayla ilk temas kurduğu alanlardan biri isimdir. Araştırma, brief süreçleri ve en önemlisi de önerilecek markanın tescil kontrollerinin yapılmasıdır. Bugünün en önemli problemlerinden biri herkesin ve her şeyin markalı olması ve bu yüzden tescil ettirilebilecek isim sayısının azalmasıdır. Daha sonra problem yaşanmaması için ismin tescil edilebilirliği konusunda mutlaka çalışmalar, araştırmalar yapmak gerekir. Markanın kullanacağı her yerde (yurtiçi- yurtdışı pazarlar) markanın tescile uygunluğu kontrol edilmelidir ve başka markalarla benzerliğine bakılmalıdır. Marka seçildikten sonra da mutlaka, yine kullanılacak ülkelerde marka tescil başvurusu yapılmalıdır. Yıllarca yatırım yapacağınız markanızın taklit edilmesini ancak bu şekilde önleyebilirsiniz"